28 Temmuz 2010 Çarşamba

Prostat Kanseri

Prostat kanseri, erkeklerde sık görülen kötücül urlardan biridir. Geleceğini hormon tedavisi (östrojen) büyük ölçüde düzeltmiştir.
Nedenler
Prostat adenomunun tersine, prostat kanseri organın arka parçasından gelişir. Hastalık 50-70 yaşları arasındaki erkeklerin büyük bir bölümünde, hiç bir bozukluğa yolaçmayan bir düğüm biçiminde vardır. Henüz bilinemeyen nedenlerle, bu düğüm bazı kimselerde gelişir ve yayılır.
Teşhis
Klinik belirtiler
Prostat kanserinin niteleyici belirtileri yoktur. Hastalık, genellikle yakın bir zamanda ortaya çıkmış ve çok kısa bir süre içinde şiddetlenmiş bazı özgül olmayan belirtilerin yardımıyla teşhis edilir.
Hasta çoğunlukla sancılı sık işeme ve sidik çıkarma güçlüğü gibi sidik çıkarma bozukluklarından yakınır. Kanseri akla getirecek en önemli etmen yaştır. Hasta, bir adenomun görülemeyeceği kadar genç ya da adenomun varlığını daha önce farketmemiş olamayacak kadar yaşlı olabilir. Sidik çıkarma bozukluklarının yamsıra (sık işemeden çok, sidik çıkarma güçlüğü), oturma sırasında rahatsızlık veren apışarası ve makat bölgesi ağrıları vardır. Başka bir belirti, geceleri sidik çıkarma isteğine, bazen uzun süreli ve sancılı kamış sertleşmesinin eklenmesidir.
Başlangıçta kan işemeye ender raslanır.
Kanser genellikle ancak ihtilatlar ya da başka organlara yayılmalar yaptıktan sonra ortaya çıkarılır: Bacaklarda tek yanlı ödem; süreğen böbrek yetmezliği; akciğerlerde ikincil kanser; tedavi edilemeyen kalça siniri ağrısı, kendiliğinden kırıklar. Ayrıca klinik bir muayenede, özellikle de göden barsağının parmakla muayenesinde raslantıyla da teşhis edilebilir. Prostat orantısız biçimde büyümüş, düzensiz, kestaneyi andıran bir biçim almıştır. Sert kıvamlıdır, bir tahta parçası gibi algılanır. Ama değerlendirilmesi güç biçimlerde de algılanabilir: Normal bir prostatta iyi sınırlı, sert bir düğüm; tek bir lobda sınırlı bir sertleşme. Bazı hastalardaysa, organ küçük kalmış, ama taş gibi sertleşmiştir. Sidik genellikle berraktır.
prostat6
Tamamlayıcı muayeneler
Sidiğin çok küçük gözenekli bir filtreden geçirilmesi sonucunda kanser hücreleri ortaya çıkarılabilir. Bir hücrebilim uzmanı sonucun pozitif olduğunu bildirirse, teşhis kesinleşir. Negatif bir sonucun hiç bir değeri yoktur.
Apışarası ya da göden barsağmdan yapılan prostat biyopsisi kesin teşhisi sağlar. Ama en kesin teşhis, ameliyat sırasında çıkarılan parçanın incelenmesiyle konur.
Kan serumunda asit fosfatazlar düzeyinin ölçülmesi (yüksek bulunur), göden barsağının parmakla muayenesinden ya da röntgen incelemesinden en erken 24 saat sonra yapılmışsa değerlidir. Normal değerler bulunması hastalık olmadığını kanıtlamaz. Çünkü asit fosfatazlarm yüzdesi, ancak uzak organlara bir yayılma varsa yükselir.
Damar içine karşıt madde verilerek çekilen sidik yolları filmi, teşhis açısından oldukça önemlidir Yöntemin başlıca amacı, kemikteki değişiklikleri saptamak ve boşaltım sisteminin üst bölümünün durumunu değerlendirmektir (çoğunlukla bakışımı bozulmuştur).
Evrim
Kanser gelişip prostatı doldurarak, önce sperma keseciğine,sonra sidik borularına yayılır. Sidik borularının kanser yayılması sonucunda tıkanmasıysa, olay iki yanlıysa sidik çıkaramamaya, tek yanlıysa da sidik borusundan bölgeye doğru sidik birikmesine yolaçar. Bu ikinci durum, sidik yolu filminde, sidik yolu, böbrek görüntülerindeki bakışımsızlığın başlıca belirtisidir.
Hastalık çoğunlukla leğen çeperini de etkiler, göden barsağına da yayılabilir. Uzak organlara yayılma en çok lenf bezlerinde görülür ve lenf düğümlerinden iskelet ve akciğerlere atlar. Karaciğer ve beyne yayılmalara daha ender raslanır. Göden barsağının parmakla muayenesinde leğen çeperinin ve sperma keseciklerinin kanserden etkilendiği saptanırsa, damar içine karşıt madde verilerek sidik yolları filmiyle, bu yayılmanın sidik torbası, sidik boruları ve böbrek üstündeki sonuçları ortaya çıkarılabilir. Bozukluklar çoğunlukla tek yanlı, bazı hastalardaysa iki yanlıdır. Hastalığın uzak organlara yaptığı yayılmalar klinik, biyolojik muayenelerle ve röntgen incelemesiyle (akciğer filmi, göğüs kemiğine iğneyle* girme, lenf düğümü büyümeleri araştırılması) izlenebilir. Özellikle omurga ve kalça kemikleri filmlerinde, yayılma yoğun bir düğüm ya da fildişi omur adı verilen görünümle saptanabilir.
Prostat kanserinin omurgaya yaptığı yayılma. Bir bel omurunun fildişi omur adı verilen durumu.
Teşhisin kesinleştirilmesi, bir hormon tedavisi uygulayarak hastanın ömrünü uzatmak olasılığı bulunduğundan, son derece önemlidir.
Tedavi
İlaç tedavisi
Prostat kanserinin tedavisi, 1942 yılında Huggins (A.B.D.) tarafından ortaya atılan östrojen (kadın cinsellik hormonları) uygulamasına dayanır.
Prostat kanserinin gelişmesi ve yayılması, erkek cinsellik hormonları (androjenler) tarafından yönetilir. Bu nedenle, kadın cinsellik hormonları, hastalık üstünde duraklatıcı bir etki yapar. Östrojen tedavisi hastalığı iyileştirmez, ama evrimini yeterince yavaşlatıp işlevsel bozuklukları (sidik çıkarma bozuklukları, ağrı gibi) ortadan kaldırır. Ama bu arada östrojenin, hastaların yüzde 5′inde hiç bir etki yapmadığını da belirtmek gerekir. Ayrıca hastaların oldukça önemli bir bölümü de, birkaç ay ya da yıl sonra, bu hormona duyarsızlaşmaktadır.
Öte yandan, bazı hastalarda verilen östrojen, bedenin androjen salgısının etkisini yoketmede yetersiz kalabilir. Böyle durumlarda hadımlaştırma ameliyatı uygulanır. Hastalıkta kullanılan başlıca
Prostat kanserinin bir başka sonucu: Kolkemiği başı düzeyinde (kemik yıfeımı alanı) bir kanser yayılması.
Prostat Hastasının Sağlık Koruması
Bu bölümde, adenomun evriminin yakın dönemde hiç bir girişim gerektirmediği prostat hastalıklarına ilişkin bazı bilgilere yer vereceğiz.
Bu bilgiler, hastalığın çok şiddetli olmadığı ve genel durumu ciddi olarak etkilemediği hastalarla ilgilidir.
Ancak bazı hastaların şu konularda uyarılmaları gerekir:
— işeme sonrasında, sidik torbasında bir miktar sidik kalması (bir sidik yolu enfeksiyonuna neden olabilir);
— torbada sidik birikmesi: Cerrahi girişime ya da genel durum ameliyata izin vermeyecek kadar bozuksa, sürekli sonda koymaya yolaçabilir.
Prostattı hastaların alkollü içki kullanması kesinlikle yasak mıdır?
Kuşkusuz hayır. Ama birçok durumda olduğu gibi aşırıya kaçmamak gerekir. Alkollü içkilere örnek olarak şarap alınırsa, yemek başına 1/4 litreyi aşmamak gerekir. Burada en önemli nokta, beslenmede değişiklikler yapmamaya dikkat etmektir. Bu nedenle, altı gün hiç içmeyip, sözgelimi yalnızca pazar günleri aşırı alkol almak, her gün düzenli içmekten daha zararlı bir harekettir.
Tütün kullanımı yasak mıdır?
Tütünün prostat adenomu üstündeki etkisi henüz bilinmemektedir. Bununla birlikte, prostat adenomunun sidik torbasına bir duyarlılık kazandırdığı sanılmaktadır. Aşırı tütün kullanımı da sidik torbası kanserinde (öteki bütün kanserlerde olduğu gibi) önemli bir etmendir.
İklim prostat hastalığının evrimini etkiler mi?
İklim, leğende kanlanmanın artmasına yolaçıyorsa önem kazanır. Çok soğuk ve özellikle çok sıcak bölgelerden kaçınmak gerekir. Apansız ısı değişmeleri, şiddetli rüzgar ve uzun süre güneş altında kalma, hastalığın şiddetlenmesine yolaçan etmenlerdir (ama adenomun gerçek evrimini etkileyip etkilemedikleri bilinmemektedir).
Eğlence yaşamı nasıl olmalıdır?
Eğlence yerlerine gidilmesini yasaklayan bir şey yoktur: Ama bazı sorunlar yaratabilir. Prostatlı hasta çok sık sidik çıkarma isteği duyar. Bu işlem bazen hem güç, hem de yavaş olabilir. Sinema, tiyatro gibi gösteriler hastayı eğlendirip rahatlatabilir, ama önemli derecede sık işeme görülen hastalarda bir kaygı kaynağı da olabilirler. Bazı hastalara, gösteri sırasında salondan dışarı çıkmak (sık olarak) oldukça sıkıntı verir. Olay, yakın çevre dışındaki yemekli toplantılarda da aynı derecede önemlidir.
Özetlersek, hastalığın çok şiddetli olmadığı durumlarda (yalnızca geceleri ortaya çıkan ya da gündüzleri ender olarak görülen sık işeme) hastanın normal eğlence yaşamını sürdürmesi öğütlenir. Daha şiddetli durumlarda (sidik çıkarmanın çok sıklaşması) bu tür eğlenceler azaltılmalı, hattâ vazgeçilmelidir.
Bedensel etkinlik öğütlenir mi?
Oturmak, daha da önemlisi uzun süre yatakta kalmak, torbada ivegen sidik birikmesinde önemli rol oynayan etmenlerdir. Bu nedenle, hareketsizliğin önlenmesi zorunludur. Ancak hastalıkların ortaya çıktıkları genel bir yaş dönemi gözönüne alınacak olursa, ağır spor etkinliklerinden mutlaka kaçınmak gerekir. Bu hastalara yaşlarıyla orantılı bir bedensel etkinlik öğütlenir ve özellikle ivegen bir hastalık sırasında (grip gibi) uzun süreli yatak dinlenmesini önlemek gerekir. Böyle bir hastalık sırasında, hasta düzenli aralıklarla yataktan kalkıp dolaşmahdır.
Cinsel ilişkiler sürdürülmeli mi?
Cinsel ilişkiler, hastanın yaşıyla orantılı olarak normal sınırlar çerçevesinde sürdürülebilir.
Ruhsal etmenler önemli olabilir mi?
Prostatlı hasta çoğunlukla kaygılıdır. Hastalığını sürekli olarak gizlemek ister: bu nedenle çevreden gelecek her türlü heyecan etmeni, sıkıntısını bir kat daha artırır ve buna bağlı olarak bozukluklar şiddetlenir.
Meslek yaşamında bir değişiklik gerekli midir?
Prostat hastalıkları genellikle 60 yaşlarından sonra görülürler; bu nedenle mesleksel sorunlar fazla bir önem taşımazlar.
Çalışma yaşamını sürdüren hastalarda, önlenmesi gerekli en önemli şey, uzun süreli oturma durumudur (şoförler). Ayrıca sık sidik çıkarma isteği çalışmayı kesintilere uğratacağından, hastaya rahatsızlık verebilir. Hasta emekliye aynlmışsa, bu sorun kendiliğinden çözümlenir. Ama bu arada, emekliliğin hiç bir iş yapmamak olmadığı da unutulmamalıdır.
Yolculuklar sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?
Bir yolculuk sırasında ortaya çıkabilecek en önemli olay, torbada ivegen sidik birikmesidir. Bu ihtilatı önleyebilecek herhangi bir ilaç yoktur. Böyle durumlarda, hastaya acil olarak bir sonda takılması gerekir (bir hekim tarafından). Dolayısıyla hasta, yolculuğu sırasında, yanında hastalığını tanımlayan bir belge bulundurmalıdır.
Düzenli tıbbi denetim gerekli midir?
Hastalığın bütün evrimi boyunca, tıbbi denetim biyolojik incelemeler ve röntgen filmleriyle sürdürülür. Kan üresi ölçümünün, daha da iyisi böbreğin kreatin temizleme katsayısının yılda en az bir kez uygulanması gerekir. Özellikle sidik yolları işlevlerinde ortaya çıkabilecek en küçük değişiklikte bile hekime başvurulmalıdır. Cerrahi girişim gereği doğarsa, koşullar bozulmadan (özellikle kalpdamar durumu) girişimi gerçekleştirmek en doğru harekettir. Etkili bir sonuç alabilmek için, östrojen tedavisinin yanısıra kortizon da verilmelidir.
Yüksek enerjili ışın uygulaması, bütün deneylere karşın henüz olumlu bir sonuç vermemiştir. Ayrıca yöntemin, göden barsağı iltihaplarına yolaçtığı da gözlenmektedir. Kısa süredir önerilen soğukla tedavi, ancak genel durumu başka hiç bir çözüme olanak vermeyen hastalara uygulanır. Amacı, sürekli sonda taşımayı önlemektir; ama bazen, donan lobların kesilip çıkarılmasını (endoskop ışığında) gerektirir.
östrojenler, haplar halinde dietilstilböstrol ve damar içine iğnelerle verilen dietilstilböstrol fosfattır. Bu maddeler erkeklik gücünü ortadan kaldırırlar. Memelerde büyüme, hormon tedavisinden sonra bölgenin ışınlanmasıyla önlenebilir. Östrojen tedavisi, kalp kası enfarktüsünün ve beyin damarlarında çeşitli bozuklukların ortaya çıkışını kolaylaştırabildiğinden, tedavi gören hastaların sürekli kalp denetiminden geçirilmeleri gerekir.
İhtilatların ortaya çıkma olasılığı, verilen östrojen miktarlarıyla orantılıdır. Günde 5 mgr ya da daha az miktarda östrojen alınması, ihtilat olasılığını en düşük düzeye indirir.
Cerrahi tedavi
Hastalığın ilk evresinde tam prostat çıkarma girişimi biçiminde uygulanması gereken cerrahi yöntem, üç nedenden ötürü bütün uzmanlarca benimsenmemektedir: Hastalığın erken dönemde teşhis edilmesi enderdir; östrojen birçok hastada fazla bir tehlikeye yolaçmadan yararlı olabilmektedir; girişimler ihtilatlara, sidik tutamama; sidik torbası boynu daralması; v.b. neden olabilmektedir. Ama aşağıdaki durumlarda mutlaka cerrahi girişim uygulamak gerekir:
— sürekli sidik çıkarma güçlüğü (endoskop altında kesip çıkarma ya da sidik torbası yoluyla prostat çıkarılması);
— kanserin Lieutaud üçgenine ve sidik borularına yayılması (sidik borularının sigmamsı kalın barsağâ ağızlaştırılmasi; prostat Lieutaud üçgeni çıkarma ameliyatı; prostat, sidik torbası çıkarma ameliyatı).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder